7 Şubat 2018 Çarşamba

Kusurlar Kusurlarım Kusurlarımız.. vs. Nouman Ali Khan


Bismillahirmanirrahim. Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla...

Allahtan sözün en güzelini söyletmesini diliyorum.

Kullarıma söyle: (İnsanlara karşı) en güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan insanın apaçık bir düşmanıdır. (İsra 53)

kusurları örtmede gece gibi ol ile ilgili görsel sonucu

Öncelikle insanız; beşeriz. Hatasız yaratılmadık. Peygamberler dahi kusurlardan münezzeh yaratılmadıysa, bizlerin kendimizden ve diğer yaratılmışlardan kusursuzluk beklentisi içerisine girmemiz gerçekçilikten  uzak bir temennidir.

Hz. Yusuf  zina isnadıyla senelerini zindanlarda geçirdikten sonra çıkartılıp,suçlular suçunu itiraf ederken onun da suçsuzluğunu kanıtlaması istendiğinde: 
“Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” (Yusuf 53) dedi.
Biz de herkesin nefis taşıdığını ve bu nefsin aşırı derecede kötülüğü emrettiğini; nefis ve şeytanın şerrinden devamlı Allah'a sığınmaktan, haram-helallere azami dikkat etmekten, günah işlediğimizde ise tövbe etmekten ve Allah'ın merhametini ummaktan başka silahımız olmadığını biliyoruz. 

İkinci olarak değinmek istediğim konu şu ki; bazı insanların hitabet yetenekleri vardır; amenna.  Konuşma becerileri yüksektir. süslü cümleler kurup karşısındakileri etkileme konusunda adeta ihtisaslıdırlar. Fakat konuşmaya başladıklarında bir şey etinizi sıkar. Naylonlu kumaş giymişcesine zihninizde hışırdar o hatibin sözleri. Sizi rahatsız eder. Hele ki çelişkili ifadeler yakalamışsa zihin... O hatibi dinlemek, ondan (varsa) feyz almak olanaksızlaşır. 

Bunun yanında, bazı hatipler de vardır ki, sözleri su gibi akar yüreğinize. Dinlediğiniz andan itibaren  yüklenen müspet yazılımları, gidişatınızda olumlu bir kaç değişimi fark edersiniz. Somut değişimlerdir bunlar. Pratikte uygulanabilirlikleri yüksektir ve Kuran ayetleriyle, sahih hadislerle paraleldir. Bu insanlar, kendilerine hayranlıktan ziyade Kuran ve sünnete karşı olan ilgiyi, merakı ve sevgiyi arttırırlar. Duruşları, konuşmaları, söz ve tavırları çelişkiden, iğretilikten uzaktır. 

İşte Nouman Ali Khan benim için yukarıda sözünü ettiğim bu ikinci kategoriye giren bir insandır. 

Dünyaca ünlü, tanınmış ve tanınmaya devam eden, bu kadar takvaya yakın sözler sarf ediyor olmasına rağmen  popülerleşmesine, üstüne üstlük hakkında tek bir olumsuzluk dahi duymamış olmama -açıkçası- ne zamandır şaşırıyordum. Fakat bir taraftan da diyordum ki "muhakkak başka ülkelerde, başka dillerde hakkında yazılan çizilen sayısız haber vardır." 

Yani bu artık bizde iki artı iki dört eder gibi bir beklenti oldu. Kim çıkıp Allah adına üç beş kelam bir şey söylerse, hakkında menfi bir iddia muhakkak çıkacaktır. Nokta. 

Elbette ki şeytan yüzyıllık kinini kusmak adına boş durmayacak ve gerek insanların kusurlarını araştırma merakıyla bizlere, gerekse günahları sevimli göstererek din adına konuşan adamlara devamlı fısıldayıp durarak, insanoğlunu bayağılaştırma, alçaklaştırma  gayreti içerisine girecekti. (Şeytanın bizim gibi vasat insanlarla bir, ilim adamlarıyla ise yüz uğraştığını biliyoruz.)

Nitekim Nouman Ali Khan'ın da son dönemde Türkiye'ye gelmesi ve İstanbul Haliç Merkezinde konferans verecek olmasının yüz binlerce insanda oluşturduğu sevinç dalgasına rağmen, buna engel olacak bir fitne ateşi yanmış ve insanların zihinlerindeki kesinliklerden ziyade "acaba"lar yüzünden bu ateş daha fazla körüklenmişti. 

Bir kaç senedir internet üzerinden takip ediyorum kendisini. Sıkı bir takipçisi değilim açıkçası ama denk geldiğinde izlemeye çalışıyorum. Bir gün Hz.Musa As.'ı anlattığı bir video'suna denk gelmiştim. Kasas 23-28 ayetlerinden yola çıkarak kız-erkek muhabbetlerine ayar çekilmesi gerektiğini vurguluyor ve ölçülü konuşmanın  önemini vurguluyordu. Fazla konuşmaya, hal hatır sormaya, sözü uzatmaya, sulandırmaya müsaade yoktu. Ben de aklıma yazdım bu sözleri ve ne zaman bir diyalog içine girme mecburiyetinde olsam kendime o sohbetini hatırlatıp durdum. Nouman Ali Khan'ın sohbetini dinlememiş olsaydım, o ayetlerden o sonucu çıkarabilmem ise olanaksızdı.

Ben de dahil, kimbilir kaç bin kişinin hayatlarında bu şekilde bir ayar çekmesine sebep olan kişi, kadınlarla ayarsız muhabbetler içine girdiğinden dolayı suçlanıyor, konferanslardan men ediliyordu. Bunun iki türlü açıklaması olabilir :

1. Hakkındaki suçlamalar iftiradır. Yalandır ve bu suçlamaları yayanların Allah CC. şu ayetlerinden elbette ki haberleri yoktur:
Ahzab Suresi, 58. ayet: Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara irtikab etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.

--> Hakkında yayınlanan tenkitleri merak edip araştırmak, photoshop ve montajın oldukça gelişmiş olduğu günümüz için ise oldukça boş bir uğraştır. 

2. Hakkındaki suçlamalar doğrudur ve bunu ifşa edenlerin Resulullah (s.a.s.) şu hadisinden elbette ki haberleri yoktur:
"Her kim bir müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse, Allah'u Teâlâ da kıyamet gününde onun ayıplarını örter. Her kim müslüman kardeşinin meydana çıkmasını istemediği birşeyini ortaya çıkarır ve dile verirse; Allah da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini istemediği hallerini meydana çıkarır. Bu suretle kendi evi içinde de olsa onu rezil eder. Müslüman kardeşinin ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir. " (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58; Tirmizî, Birr ve Sıla, 85)


Allah adını yücelten din adamlarını Allah için çok seviyor ve ayaklarını kaydırmaması için Rabbime dua ediyorum. Açıkça küfür, şirk ve haram işleyip, bunda ısrar etmedikleri sürece de sevmeye ve takip etmeye devam edeceğim.
Rabbim varsa günah ve kusurlarını islam adına büyük gayretleri hürmetine örtsün ve yok saysın.
Amin.

(Not: İki yıl önce eşinden ayrılmış bir alim için iki yıl çok fazla be hocam. Kendisine buradan İbn Mesud (R.A.)'ın "Allah'ın huzuruna bekar olarak varmamak için, ömrümden on gün kaldığını bilsem dahi fitne tehlikesinden dolayı evlenmeyi tercih ederim." sözünü hatırlatıyor ve bir an evvel evlenebilmesi için dua ediyoruz.)

7 Haziran 2016 Salı

Doğumgünü Yerine Alternatif Kutlamalar

1. DOĞUMGÜNÜ OUT; HOŞGELDİN RAMAZAN KUTLAMASI IN

Bizim oğlana 1 yaş doğum günü kutlama hevesimiz vardı çok. Severek takip ettiğim Nureddin Yıldız'dan konuyla ilgili cevaz çıkmayınca, bu blog adresindeki yazıyı okuyunca:tık tık doğum günü için planladığım hediyelikleri Hoşgeldin Ramazan şekerlemelerine dönüştürdüm ve eve çağırdığım yiğenlere, arkadaşlara, konu-komşuya dağıttım. 
Böylece hristiyanları taklit değil kendi değerlerimize sahip çıkmak adına ufak da olsa bir farkındalık yaşadım/yaşattım inşaAllah. Mutluyum :)

2017'den Düzenleme: Bu yıl şeker kullanmayacağım. Bu renkli ve çok katkılı şekerlerle çocukları ve kendimi daha fazla zehirlemeye niyetim yok :)
Şeker yerine: Lavanta, 
Kuru kayısı, kuru üzüm, ceviz, fındık vs.
Margarinle değil tereyağla yapılmış ev yapımı Ay şeklinde Kurabiyeler dağıtabilirim. Henüz karar vermedim. 







Aşağıdakileri de ozalitten çıkarıp yeğenlerime hediye ettim.

Bunu siyah-beyaz olarak A2'ye bastırdım: 


Bunu yapışkanlı kağıt olarak A3'e bastırdım: 

Yapışkanlı yuvarlakların üzerinde "oruç tuttum" "yarım oruç tuttum" "sadaka verdim" gibi cümleler var. Ramazanın hangi günü hangisini yaptıysa o etiketi yapıştıracaklar. Ramazan için süper bir etkinlik değil mi? :)

Ramazan Geliyor Kutlaması Şaban ayı içerisinde, Ramazan Ayından birkaç gün önce organize edilebilir. 

Veeee Ramazan Geliyor Kutlamasında Yapılabilecekler:

Yemekten Önce:

- Allaha tövbe ederek başlanabilir.
- Ramazanın önemi ile ilgili eğlenceli bir yazı okunabilir. Ya da bir yazı eğlenceli bir şekilde, coşkuyla okunabilir. 
- 1-3 sayfa Kuran okunabilir. 
- En fazla 1 sayfa Kuran meali okunabilir.
- Kısa Sureler okunabilir. (Sure aRalarında tekbir getirerek; çocuklar sureleri sırayla okuyabilir.)
- Dualar edilebilir. (HErkese 1 ila 5 dakikalık dua süresi verilebilir. Herkes gönlünden geçen duayı yapabilir.)
- SElavat getirilebilir. (Salavatla birlikte mahrem olanlarla musafaha yapılabilir) 

Yemekten Sonra:

- Sofra duası yapılır.
- Ramazan şarkıları dinlenilerek herkesin yeteneklerine uygun sahneye çıkıp ilahi, sure okumalarına, fıkra anlatmalarına fırsat tanınabilir.
- Topluca oyunlar oynanabilir. 
- Varsa hediyelikler, ramazan çizelgeleri dağıtılır. 

Burada da Yusuf İslamdan ve başka yapımlardan Ramazanla ilgili hoş şarkılar var :
Düzenleyeceğiniz RAMAZAN GELİYOR KUTLAMASI"nda dinleyip dinletebilirsiniz. :)
https://www.youtube.com/watch?v=GMdsa4z2nkY
https://www.youtube.com/watch?v=CVMCuwXyK9s
https://www.youtube.com/watch?v=KgGtt-BmVx4&list=RDSdO4GPgualA&index=3
https://www.youtube.com/watch?v=8X96unf18NE&index=5&list=RDSdO4GPgualA
https://www.youtube.com/watch?v=4NDDyZCxEsw&list=RDSdO4GPgualA&index=8
https://www.youtube.com/watch?v=W7VezcjXNec&index=12&list=RDSdO4GPgualA

Dolu dolu, verimli ve keyifli bir alternatif değil mi? :)

28 Mart 2016 Pazartesi

Hakikat İçin Nelerini Feda Edebilirsin?






YAkın zamanda gittiğimiz tiyatro oyunu: Musab Bin Umeyr. Tiyatro Greyfurt adında bir gruba ait. Sanırım Fırat Kültür Merkezi'ndeydi. Hani şu Menan Cinleri'nden tanıdığımız grup. (Menan Cinlerinde oynayan oyuncular yok ama bu oyunda.)


Dînî tiyatro kategorisinde gerçekten bulunması nimetten bir sahne oyunu. 
Çok etkileyici, tüyler ürpertici, insanın kanını dondurucu bir başlangıç: "Musab bin Umeyr zengin, ipek kıyafetler içinde...." Ama çok mutsuz... Bir şeyler eksik diyor. Bir şeyler... 
ve arıyor. "Hakikat aramakla bulunmaz ancak bulanlar hep arayanlardır." diye bir söz var. Bulmak nasip işi... Musab bin Umeyr de nasipli... İlk müslümanlardan Affan'la karşılaşıyor. Ve olaylar gelişiyor. 

Oyunun izleyici kitlesinden bahsetmek istiyorum.Genelde 10-15 yaş arası ve bu durum çok güzel. Arkamda oturan 12 yaşlarındaki genç kız gösteri boyunca hıçkırarak ağladı. Onun etkilenmesinden ben tiyatro oyunundan etkilendiğimden çok daha fazla etkilendim. 

Musab bin Umeyr'in hayatı hakkında az-çok bilgi sahibi olduğum için oyun beni kesmedi diyebilirim :) Ashabı kiramın o manevi ruhunu iliklerime kadar hissedemedim. Beni gaza getirmedi, namaza dört elle sarılmadım. Allah Allah diyerek cihat meydanlarına koşmadım. Eve gelir gelmez Sad Bin Muaz'ı araştırmaya başladım. O kadar.. 
Tiyatro oyunları artık bana göre değil mi acaba? Nedense sinema için de aynı şeyi söyleyeceğim. Ne kadar kaliteli olursa olsun zaman kaybı olarak görmekten kendimi alamıyorum. Neden böyle oldum bilmiyorum . "Aaa valla onca yolu geldiğime fazla fazla değdi." diyemiyorum. Verdiğim paradan ziyade harcadığım zamana içerliyorum. Zaman. Evet. Benim için altın kıymetinde.
Özellikle oğlumdan ayrılıp geldiğime hayıflanıp durdum oyun boyunca.

Tiyatro da beni çok etkileyen bir cümle vardı ki ona değinmeden geçemeyeceğim: "Hakikat için nelerini feda edebilirsin Musab" diyordu Osman Bin Affan. "Hakikat için nelerini feda edebilirsin?" Oyun süresince defalarca tekrarlanan bu cümle benim de zihnimde yankılanıp durdu. Affan Musab'a sorarken ben de kendime soruyordum: "Hakikat için nelerini feda edebilirsin ya Hande?"

Gençliğini?
Zamanını?
Evini?
Sağlığını?
Feda etmek de değil, hani vakfetmek... Onu bile yapabiliyor musun?

Hakikati bulmak, onu yaymak, onu yaşatmak gibi gayelerin yoksa ne diye getirildin dünyaya sen?

Sordum. Sordum. Sordum ve cevapladım.Ben bu tiyatro oyunundan payıma düşeni aldım ve hakikat için vazgeçebildiklerimi çoğaltmaya karar verdim. Yine de ödüm kopuyor rahatım bozulacak hayat standardım düşecek diye.

Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet

Allah kimseyi gücünün yettiğinden başkasıyla mükellef kılmaz (sorumlu tutmaz). Kazandığı (dereceler) onundur ve iktisap ettiği (kazandığı negatif dereceler) de onundur (sorumluluğu onun üzerindedir).
BAKARA Suresi 286. ayeti okuyor ve Allaha güveniyorum. 

Zayıf taraflarımı güçlendirmeye, korkularımı yenmeye çalışacağım. Bu durum benim imtihanımı da arttıracak, imtihanlara göğüs germe kabiliyetimi de... İmtihanın nispetinde cenneti hakedişimi de belki. Ona göre cesaretin var mı cennete diye soruyorum tekrar? Standartlarını bir kenara itebilecek ve hakikat için yaşadığın cici dünyayı feda edebilecek misin gerçekten?